UZAKTAN ALGILAMA ANABİLİMDALI
Uzaktan Algılama Elektromanyetik Spektrumun gözle görünür dalga boylarının yanı sıra (dünyayı çevreleyen atmosferi geçebilen) diğer dalga boylarında da doğal ve yapay obje ve olgularla direkt temas olmaksızın onlara ait temelde görüntü formatında üretilen verilerin elde edilmesini, işlenip analiz edilmelerini ve pek çok farklı disiplinin kullanımına sunulmasını konu alan ileri bir teknolojidir. Bu veriler, uzayda yörüngelere yerleştirilmiş uydular ve atmosferde hareket eden platformlara monte edilmiş algılayıcılar aracılığıyla yukarıda bahsedilen obje ve olgulara ait özellikleri en etkin biçimde ortaya koyabilecek olan elektromanyetik spektrumun belli dalga boyu aralıklarında elde edilir ve kaydedilirler. Uzaktan algılama literatüründe “bant” olarak isimlendirilen bu özel dalga boyu aralıklarında elde edilmiş görüntüler uydudan uyduya ve algılayıcıdan algılayıcıya farklılık arz eder. Günümüzde farklı uluslar tarafından dünya etrafındaki yörüngelere bu amaçla yerleştirilmiş onlarca uydu mevcut olup dünya hakkında sürekli veri ve dolayısıyla da bilgi üretmektedirler.
Birden fazla bantta (elektromanyetik enerji dalga boyu aralığında) veri üreten ve farklı uydularda bulunan algılayıcıların her bir bantta ürettikleri görüntülerin çözünürlüğü de farklı olabilmektedir. Çözünürlüğün arazideki karşılığı algılayıcı detektörlerinin her birinin yeryüzünde algılayabildiği en küçük arazi parçası olarak ifade edilebilir. Her bir detektör yeryüzünden ve onun üstündeki objelerden yansıyan elektromanyetik enerjinin miktarını ölçen küçük alıcılardır. Bu ölçümler, yukarıda bahsedilen bant görüntülerini oluşturmak için gerçekleştirilen spektral ölçümlerdir. Her spektral yansıma değeri, yeryüzünde, algılayıcıdaki bir detektörün karşılığı kadar olan bir alandan gelen belli bir dalga boyu aralığındaki (banttaki) elektromanyetik enerjinin şiddetine karşılık gelen ve genelde 0 ile 255 değerleri arasında dijital bir sayı (numara) olarak kaydedilir. Bu sayılar Dünya'ya geri gönderilerek bilgisayarlar tarafından renklere ve gri-renk tonlamasındaki parlaklık seviyelerine göre fotoğrafa benzeyecek şekilde görüntüye dönüştürülürler.
Uzaktan algılama verilerinin başında gelen uydu görüntülerinin en önemli özelliği, geniş yeryüzü alanlarına ait büyük çapta konumsal veri içermesidir. Bu büyüklükteki veri zenginliğinden etkin bir şekilde yararlanma ise, doğal olarak söz konusu verileri coğrafi bilgiye dönüştürecek yeterli düzeyde veri yönetim ve işleme sistemlerinin varlığına bağlıdır.
Diğer taraftan son yıllarda uydu görüntülerinin eristiği kalite düzeyi, yakın gelecekteki gelimseler de göz önüne alındığında, özellikle orta ölçekli coğrafi bilgi üretimi ve güncelleştirmesinde, bu bağlamda coğrafi veri tabanlarının oluşturulmasında, bu görüntü verilerinin göz ardı edilmemesi gereken bir kaynak olarak değerlendirilmelerine yol açmaktadır. Günümüzde yer gözlem uyduları diyebileceğimiz bu kategorideki uyduların arazi çözünürlükleri her ne kadar fiyatları yüksek olsa da 40-60 cm ulaşmış bulunmaktadır. 1 m, 2.5 m, 5m, 10m, 20m, 30m ve diğer daha düşük çözünürlükte görüntü sunan uydu ve algılayıcı sistemler de mevcuttur.
Bütün bu görüntüler dünya yüzeyindeki oluşumlara ve objelere yukarıdan bakış olanağı sağladığı için bu oluşumlar arasındaki ilişkileri (ki genellikle yeryüzü seviyesinde baktığımızda o kadar da açık değildirler) daha iyi analiz edip anlamamıza yardımcı olurlar. Dünyanın bu şekilde geniş bir perspektiften sunulması; onun kaynakları ve üzerindeki insan etkilerini çok güçlü bir şekilde analiz etmemize olanak verir. Bu sayede, şehir planlama, çevre izleme, tarım, petrol ve maden arama ve jeoloji gibi sayısız uygulama alanında yaygın kullanımı söz konusu olmaktadır.Aşağıdaki tablo değişik bant görüntülerinin kullanımını esas alan uzaktan algılamanın farklı uygulama alan ve olanaklarını özet halinde ortaya koymaktadır.